Olağan Hikaye (22. Sayı)
Dergi Ücretsizdir
Sabırla Koruk Helva Olur
Yunus Emre Özsaray
22. sayımızla sizleri selamlıyoruz. Hikâyeciliğimizde bir kilometre taşı olan Rasim Özdenören’i dosya konusu yaptık bu sayımızda. Bir vefa borcunu ödemek düşüncesiyle hareket ettik. Hikâye anlayışımızı, edebiyata bakışımızı borçlu olduğumuz isimler vardır. Rasim Özdenören de bu isimlerin başında geliyor. Derginin hazırlanma sürecinde yayın kurulunda olan arkadaşlarımız Rasim Özdenören’in hikâyelerinin neredeyse tamamını titizlikle okudular. Uzunca bir süredir, onun metinleriyle vakit geçiriyorlar, onunla pişiyorlar. Böylece, hikâyeciliğimizde kalıcı izler bırakacağını düşündüğümüz bu arkadaşlarımız, edebiyat yolculuklarında yıllar geçtikten sonra geriye dönüp baktıklarında onlardan bir Özdenören izi kalmış oluyor. Elbette temennimiz bu izin okura da tesir etmesidir.
Dosya konumuz dışında artık dergimizin bir klasiği hâline gelen köşelerde de kalem emeklerini ortaya koymaya devam ediyor arkadaşlarımız. Gözden Geçir bölümünde bu sayıda Leyla Erbil’in “Öyküsüz” isimli hikâyesi ele alındı. Anlamsızlığın öncelendiği bu metin de hem hikâyenin ismi hem de anlamsızlığı dikkati çekiyor. Erbil, nasıl bir anlamsızlık ortaya koymuş veya okuduğumuz kıymetli bir metin miydi gibi sorular etrafında bu sayıda da konusu hikâye olan güzel bir sohbet oldu. Okuru Bol mu Olsun, Dört Köşe, Yazar Kafası, Re’sen Editör, Güzergâh ve Üç Nokta Atışı bölümlerimiz her sayı olduğu gibi yine dolu dolu. Bu bölümler, dergimize emek veren arkadaşlarımızca her sayı titizlikle hazırlanıyor. Onların hazırlık aşamalarındaki keyiflerine, muhabbetli hallerine şahidim. Umarız, sizler de muhabbetle okursunuz.
Bunların dışında iki yeni bölümü daha dikkatinize sunuyoruz bu sayıyla birlikte. Derginin yeni köşelerinden olan Texture isimli bölümü Keziban Soylu ve Oğuzhan Oğuzbey hazırladı, bir takım poetik, metin yapısına dair akıl yürütmeleri okuyacaksınız bu bölümde. Bir diğer yeni köşemiz ise Dergilerde adını taşıyor. Bu bölümde de sesinizin karşılık bulduğunu, birileri tarafından okunup düşünceye, fikre konu olduğunu göstermek istedik. Niyetimiz kimseyi incitmek değil ( kendi kendine incinen olursa buna elimizden bir şey gelmez.) ama kimsenin yazdığına bir aks-i sada bulamadığı bu zamanda yazdıklarınızın bir edebi ilginin merceğinde olduğunu göstermek. Biz dergimizi sabırla olgunlaştırmaya çalıştık, çalışıyoruz. Ne demiş büyükler, sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas. Muhabbetli olduk, güzel olduk, helva gibi tatlandık. Okurken lezzet almanız temennisiyle;
Muhabbetli okumalar dileriz.