Dil ve Edebiyat (34. Sayı)
Dergi Ücretsizdir
Değerli Dil ve Edebiyat Dostları;
İnsanın konuşabilme yeteneğinin bir sonucu olarak
ortaya çıkan “dil” olgusu, iletişimin temel aracı olarak toplumlar,
devletler, kültürler, medeniyetler için her zaman çok
önemli olmuştur. Asıl işlevi iletişimi sağlama olmakla beraber
insanın estetik ihtiyaçlarını karşılama araçlarından biri
olan dil, zihinlerde yeni düşünce yolları açma, yüreklerde
duygu çeşitliliği oluşturma gibi özellikleriyle sanat, felsefe
ve düşünce işçiliğinin de her zaman temel aracı olmuştur.
Edebiyat, dilin işlevselliğine eşlik eden estetik kaygıların
sonucu olarak ortaya çıkan söz sanatlarının toplamıdır.
Sıradan bir insan eylemi olan “konuşma”nın, kültür ve
uygarlıkların başat değerleri arasında yer alan “söz” sanatlarından
farkı nedir? Milyarlarca insanın her gün birbiriyle
konuşması edebiyat olmuyor da, neden Hamlet ile Kral Claudius arasındaki imalı
konuşmalar, Keşanlı Ali ile güzel sevdalısı Zilha arasındaki atışmalar, çatışmalar yıllardır
tiyatrolarda ilgiyle izleniyor? Shakespeare’in veya Haldun Taner’in yapmayı
başardığı, toplumları tarafından herkesçe konuşulan sözcükleri, bir ressamın paletindeki
boya çeşitlerini gerektiği miktarlarda ve en uygun bileşimlerle tuvaline
sürmesi gibi, estetik bir ölçü içerisinde kullanabilmiş olmalarıdır. Bu analojiden
daha da açıklayıcı olanı, edebî bir metin üretmenin, bir matematikçinin ondalık
rakamları kullanarak anlamlı sayı dizileri elde etmesinden farklı olmadığıdır. Bir
edip de herkesin kullandığı sıradan sözcükleri anlamlı, ölçülü ve özenli bir form
içinde bir araya getirerek herkesi hayran bırakan bir edebi eser meydana getirir.
Her sayımızda vurguladığımız gibi, amacımız dilimizi geliştirmek, insanımızın
meramını ifade edebilme yeteneğini artırmak, okuyucularımıza güzel konuşmanın,
güzel yazmanın ancak iyi bir dil terbiyesiyle mümkün olabileceği bilincini
kazandırmaktır. Dergimizdeki bütün teorik dil ve edebiyat yazıları bu bilinci
geliştirmenin bir vasıtası olarak değerlendirilmelidir. Bir millet ne kadar düzgün
konuşabiliyor, ne kadar zengin bir sözcük dağarcığı kullanabiliyor, meramını ne
kadar çeşitli anlatım teknikleri ile ifade edebiliyorsa, o milletin dili o oranda incelmiş,
o dille üretilen edebiyat ürünlerinin kalitesi de o oranda yükselmiş demektir.
Eğri cetvelle doğru çizgi çizilemeyeceği gibi, incelmemiş, anlam derinliklerini ifade
edebilme yeteneği artırılmamış bir dille de şaheserler üretilemez. Başyapıtlar
üretemeyen bir dille ne birinci sınıf zihin işçiliği yapılabilir ne de dünya edebiyat
literatürüne katkıda bulunulabilir! Zihnî ve entelektüel yeteneklerimizi etkileyen
birincil etken, konuştuğumuz dilin duygu ve düşünce dünyamızdaki ayrıntıları
ifade edebilme yeteneğidir. İyi işlenmiş bir dilin kavram ve deyim çeşitliliği, o dille
bilim, felsefe ve sanat üretenlere büyük avantaj sağlar.
Dil ve edebiyat dergileri, okuyucularını okumaya, yazmaya, söz sanatlarıyla
ilgilenmeye teşvik ettikleri için dolaylı olarak dilin gelişmesine, zenginleşmesine
de katkı sağlamış olurlar. Biz de güzel Türkçemizi daha iyi konuşulan, daha iyi
yazılan, zengin dağarcıklı, incelmiş bir dil haline getirme sürecine katkı sağlama
çabasındayız. Bu hedefe yönelik olarak Ekim sayımızı da zengin yazı örnekleriyle
önünüze getirmiş bulunuyoruz.
Gerek dergimize yeni okuyucular bularak, gerekse hikâye, şiir, anı, gezi notlarınızı
göndererek bu çabamızda bize destek olmanızı bekliyor, hepinize sağlık,
mutluluk ve esenlikler diliyoruz.
Hüseyin Altuntaş
Editör